Anlamın Peşinde: Hayatın Amacını ve Anlamını Bulmak
Table of Contents:
- Giriş
- Masada Metrikleri: Anlam Arayışı
- Masad'da Kişisel Gelişim
- 3.1. Sigmund Freud ve Haz İlkesi (🌟)
- 3.2. Viktor Frankl ve Anlam Arayışı (🌟)
- Hayatın Anlamı: Varoluşçu Sorular
- 4.1. Beden miyiz, Ruh mu?
- 4.2. Yaşamın Amacı Nedir?
- Logoterapi: Anlam Terapisi
- 5.1. Anlamın Kaynağı
- 5.2. Sefalet ve Mutsuzluk
- Hayatın Amacını Bulmak
- 6.1. Kendi Potansiyelimizi Keşfetmek
- 6.2. Özelliğimizi Yaşamak
- 6.3. Bir Amaç Belirlemek
- Sonuç
- Kaynakça
🌟: Öne Çıkan Başlık
Giriş
Masada Metrikleri serisinin yedinci kitabına büyük bir heyecanla bakan herkesi anlamaya yönelik bu araştırma projemize hoş geldiniz. Bu seride yer alan yüz yetmiş kadar büyük Yahudi düşünürün, hayatın gerçek anlamıyla ilgili söyleyecekleri konusunda meraklı, heyecanlı ve kenarda köşede duran birinin olmadığını hayal bile edemiyorum. Peggy Lee'nin bir şarkısı vardı, neredeyse herkes söylüyordu: İşte bu kadar mı? Ve biz de bu şekilde düşünüyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz, mücadele ediyoruz, geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz ve sonra ölüm hayatımızı ele geçiriyor. Tüm bunların anlamı nedir?
Masada Metrikleri: Anlam Arayışı
Bir zamanlar okuduğum güçlü bir hikayeyi hatırlıyorum, bu hikaye kelimenin ötesinde acımasız bir işkenceye ve tutukluları deli eden bir işkenceye dairdi. İşledikleri işkence şuydu: Tutukluları bir öğüten değirmen taşına bağlarlardı. Büyük bir çaba ile taşın dönmesini sağlayarak, bu tutuklular bu değirmen taşını itmek zorunda bırakılırlar. Bir süre sonra, aylar veya yıllar sonra, tutuklu taşı ittikleri şeyin hiçbir şeye bağlı olmadığını fark ederdi ve yaptıkları şeyin anlamsız, yararsız ve amaçsız olduğunu anlarlardı. Bu durumda, tutukluların çoğu deli olurdu, çünkü amaçsızlık insanların yapmak istedikleri hiçbir şeyde bir amaç hissetmemelerinin sonucudur. Hayatın anlamı olmadığını gören insanlar, hayatlarını değersiz ve yaşanmaz olarak görürler, çünkü günlük sıkıntılarına hiçbir anlam bulamazlar. Peki hayatın anlamını nasıl arayabiliriz? Hayatımızın amacı nedir? Bu, en temel sorunun cevabıdır.
Sigmund Freud ve Haz İlkesi (🌟)
Sigmund Freud, hayatın anlamını hazda bulma yolunu seçenlerden biriydi. Freud, aslında Kürtaj’lar için kullanılan bir isim olan Epicurus’a geri dönerek, hayatın anlamını "Yiyin, için ve mutlu olun, çünkü yarın öleceksiniz" şeklinde tanımlayan bir yaklaşım benimsedi. Freud'un anlatmak istediği şey, başlangıçtan itibaren mahkum olduğumuzdur. Ölümlüyüz, sınırlı bir yaşam süremiz var ve ne yaparsak yapalım kalıcı bir değeri ya da amacı yoktur. Bu nedenle, sadece anın tadını çıkarın, anın içinde yaşayın, kendinizi mutlu edin. Bir zamanlar popüler olan bir şarkıda denildiği gibi: "Bu kadar mı?" Ancak, haz ilkesine dayalı anlam tanımının, neredeyse her zaman ve kaçınılmaz olarak hayatlarını önemli bir şekilde sınırladığını ve anlamsız hale getirdiğini gördüm.
Viktor Frankl ve Anlam Arayışı (🌟)
Hayatın anlamı ve amacı konusunda modern zamanlardan iki tamamen farklı perspektifle yaklaşan ve olası en iyi cevapları veren iki kişi vardır: Birincisi Sigmund Freud, ikincisi ise Viktor Frankl'dir. Freud haz yolunu seçerken, Frankl anlam arayışını seçti. Frankl, Nazi Alman toplama kamplarında üç yıl boyunca hayal dahi edilemeyecek kadar zalim bir şekilde muamele gördükten sonra bu teorisini geliştirdi. Frankl, etrafındaki insanların duygularını, hislerini ve ruh hallerini anlamak için eğitilmiş bir psikologdu ve başına gelenlerin neden olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ve o bir keşif yaptı: İnsanların çoğu, insanlık değerlerinden uzaklaştıklarında yaşama isteklerini kaybediyorlardı. Otomatlaşıyorlardı. Sadece hayatta kalmayı başaranların tek şansı, hayatlarına anlam katmalarıydı. Onlar için yaşamak için bir sebep vardı. Bu, başka bir katkıda bulunmak, kendilerini geliştirmek veya Tanrı ile bir bağlantı kurmaktan kaynaklanan bir sebep olabilir. Bu sebep, onlara anlamlı geliyordu ve Victor Frankl'ın ifade ettiği gibi, Nazi'ler bize neredeyse her şeyi alabilirdi, ama tek bir şeyi alamazlardı: Acıya olan tutumumuzu. Tutum, yaşamımızda başımıza gelen olaylara nasıl yaklaştığımızdır ve tutum bize amaç verir, amaç bize anlam verir ve anlam için mutluluğa ulaşırız. Çünkü mutluluk geçicidir, iç mutluluktur.
Beden miyiz, Ruh mu?
İnsan olarak, tanrısal bir imajda yaratılmış olduğumuz için kendimizi nasıl tanımladığımızı sorgulayan varoluşçu bir soruyla karşı karşıyayız. Beden miyiz, ruh mu? Bana kendini göster diyorsan, kendinize doğru yönlendirirsiniz, yani içinizdeki gerçek siz. Freud bedenin öncül olduğunu savunduğunda, bedene sahip olan bir ruh olduğunu söylemektedir. Frankl ise aslında ruhumuzun bedene taşınması gereken bir ruh olduğunu söylemektedir. Kim olduğumuza gelince, kendimizi gerçekten ne olarak gördüğümüzü anlamamız gerekiyor.
Yaşamın Amacı Nedir?
Freud, hayatın anlamını hazda bulma yolunu seçerken, Frankl, yaşamın amacını ve anlamını bulmanın hazzın ötesinde yattığını iddia etmektedir. Frankl'ın logoterapi olarak bilinen bu teori, kişinin anlamı bulmasına yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Logoterapi, hayatın anlamını ve amacını bulma sürecinde bize rehberlik eder. Frankl'ın odaklandığı nokta, ölüm ve acı gibi zorluklar karşısında nasıl bir tutum aldığımızdır. Anlam arayışının kaynağı tutumumuzdur. Tutumumuz, olaylara nasıl yaklaştığımızı ve yaşamın karşımıza çıkardığı zorlukları ve acıları nasıl ele aldığımızı belirler. Frankl'a göre, depresyon, gerçek benliğimizle potansiyel benliğimiz arasındaki büyük farka dayanır.
Logoterapi: Anlam Terapisi
Logoterapi, kişinin anlamı ve amacı bulmasına yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Anlam, anlamın ölçülebilir olduğu yerden gelir. İnsanlar dünyada başkalarına yardım etmek, kendilerini geliştirmek veya Tanrı ile bir bağlantı kurmaktan kaynaklanan anlamı keşfederek mutluluk bulabilirler. Frankl'ın dediği gibi, "Nazi'ler bize neredeyse her şeyi alabilirdi, ama tek bir şeyi alamazlardı: Acıya olan tutumumuzu." Bu tutum, hayatın sunduğu her zorlukla baş edebilmemizi sağlar ve zorlukları anlamlı bir yolculuğun parçası haline getirir.
Hayatın Amacını Bulmak
Hayatımızın amacını bulmak için, içsel potansiyelimizi keşfetmemiz ve bu çağrıya yanıt vermemiz gerekmektedir. Kendi potansiyelimizi tanımak ve onu yaşamaya başlamak için çaba göstermeliyiz. Bunun bir yolu, günlük işlerimize anlam katmak ve onları bir amaca bağlamaktır. Mesleğiniz ne olursa olsun, ona anlam katmak için çaba göstermeniz ve ruhunuzu mutlu eden bir amaç bulmanız önemlidir. Elon Musk'ın dediği gibi, "Bir amacı olan bir işkolik olun, sadece çalışan bir işkolik olmayın." Kendimizin anlamını bulmak için, içimizdeki ilahi olanı fark etmeli ve ona ulaşmak için mücadele etmeliyiz. Gerçek potansiyelimizin farkındalığı, yaşamımıza anlam katmanın anahtarıdır.
Sonuç
Umutsuzluğa neden olan şey amacını ve anlamını bulamamaktır. Frankl'ın dediği gibi, "Depresyon, sizin kim olduğunuzla sizin olabileceklerinizin arasındaki muazzam uçurumdur." Hayatta gerçek potansiyelimizin farkına varabilmemiz, varoluşsal sorulara cevap bulabilmemiz için anlam ve amacı arayışımızı sürdürmemiz gerekmektedir. Hazda değil, anlamda kendimizi bulduğumuzda mutlu oluruz, çünkü hayatın anlamı bizi gerçek mutluluğa ulaştırır.
Kaynakça
- Bettelheim, B. (1987). Man's Search for Meaning (1946) by Viktor E. Frankl. Contemporary Psychology, 32(6), 531.
- Frankl, V. E. (1992). Man's search for meaning. Beacon Press.
- Freud, S. (2010). Civilization and Its Discontents. Oxford University Press.