Oyunun Doğası ve Gizlenme: Alan Watts ile Alan Watts İle Gizlen Ve Bulmaca Oyna
Table of Contents:
- Giriş
- Görsellerin Önemi
2.1 Görsellerin Düşünce Üzerindeki Etkisi
2.2 İnsanların Görsel Analojisinin Gücü
- Soyut ve Antropomorfik Düşünce
3.1 Tanrıya Dair Anthropomorphic Görüşlerin Başarısızlığı
3.2 Görsel Olmayan Kavramların da Antropomorfik Olduğu Gerçeği
- Dünya Görüşü Olarak Dram
4.1 Hindu Evreninde Drama Kavramı
4.2 Brahma ve Evrenin Merkezi Olarak Kendini Bulma
- Görünme ve Kaybolma Oyunu
5.1 Bebeklerin Gelişimindeki Rolü
5.2 Her Şeyin Görünüp Kaybolduğu Bir Gerçeklik
- Her Şeyin Gelgitleri
6.1 Pozitif ve Negatif Dalgaların Varlığı
6.2 Gerçekliğin Geçiciliği ve Değişkenliği
- Ses ve Sustuklarının Dünyası
7.1 Sesin Yapısı ve Boşluklar
7.2 Sesin Yavaşlatılması ve Sessizliklerin İzleri
- Şüpheli Gerçeklikler
8.1 Katılar ve Boşlukların İlişkisi
8.2 Gerçeklikteki Çelişkiler ve Varoluşun Paradoksları
1. Giriş
Elinizdeki yazıda, görsellerin düşünce sürecindeki rolünün ve hayatın bir oyun olarak nasıl algılandığının üzerinde durulmuştur. Ayrıca, soyut düşüncenin antropomorfik yapıda olduğu ve dünya görüşleri olarak drama kavramının Hindistan kültüründe nasıl yer ettiği ele alınmıştır. Her şeyin gelgitler halinde var olduğu ve sesin içindeki sessizliklere de değinilmiştir. Bu makalede, bu konuların detaylarına ve ilginç bağlantılarına yer verilecektir.
2. Görsellerin Önemi
Görseller, iletişimde kullanılan en güçlü araçlardan biridir. İnsanlar görselleri kullanarak karmaşık kavramları daha etkili bir şekilde ifade edebilirler. Görsel algı, düşünce sürecinde önemli bir rol oynar ve insanların analojik düşünme yeteneklerini harekete geçirir.
2.1 Görsellerin Düşünce Üzerindeki Etkisi
Görseller, algılarımızı harekete geçirir ve düşüncelerimizi şekillendirir. Örneğin, insan yaşamının mevsimlerle karşılaştırılması gibi, görsel bir metafor kullanmak düşüncelerimizi daha anlamlı hale getirir. İnsanlar "hayatın kışı" veya "hayatın baharı" gibi ifadelerle yaşamlarını tanımlarken, zihnimizde güçlü bir imge oluşur. Görseller, düşüncelerimizde güçlü bir etki yaratır.
2.2 İnsanların Görsel Analojisinin Gücü
Evrenin doğası hakkında düşündüğümüzde, genellikle soyut kavramlar kullanırız. Ancak bu soyut kavramlar da insan merkezlidir ve insan zihninin şekillerini ve formlarını yansıtır. Örneğin, Tanrı'yı beyaz sakallı yaşlı bir beyefendi olarak düşünmek bugünlerde saf bir düşünce olarak kabul edilir. Daha sofistike bir yaklaşım olarak, Tanrı'yı gerekliliklerin bir varlık olarak düşünebiliriz. Ancak bu tür kavramlar da antropomorfik yani insan merkezlidir. Dünya hakkındaki tüm fikirler, dinî, felsefî veya bilimsel olsun, fiziksel dünyanın ve fizik ötesi dünyaların insan zihninin tercümesidir. Dolayısıyla, non-anthropomorphic bir fikir diye bir şey yoktur.
Pros: Görseller, karmaşık kavramları daha kolay anlaşılır hale getirir. İnsanların analog düşünme yeteneklerini harekete geçirir ve düşüncelerine güçlü bir etki yapar.
Cons: Görseller, bazen yanlış anlaşılmalara veya yanlış yorumlamalara yol açabilir. Ayrıca, herkesin aynı görsel metaforları anlaması veya aynı şekilde yorumlaması mümkün olmayabilir.
Bu bölümde, görsellerin düşünceler üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. İnsanların görsel analoji yeteneklerini nasıl kullandıklarını ve bu durumun düşüncelerini nasıl etkilediğini ele alacağız.
3. Soyut ve Antropomorfik Düşünce
Soyut düşünce, insanların dünya hakkında felsefi veya dini kavramlar geliştirdiği bir alandır. Ancak bu kavramlar da insan merkezlidir ve dünyanın fiziksel yapısının insan zihnindeki yansımalarıdır.
3.1 Tanrıya Dair Anthropomorphic Görüşlerin Başarısızlığı
Tanrı'yı insan benzeri bir varlık olarak düşünmek günümüzde saf bir düşünce olarak kabul edilmez. Ancak daha sofistike görüşler de antropomorfiktir. Farklı dünya görüşlerinde Tanrı'yı ne şekilde düşündüğümüz değişebilir, ancak temelde bu düşünceler de insan merkezlidir.
3.2 Görsel Olmayan Kavramların da Antropomorfik Olduğu Gerçeği
Soyut düşünceyle ilgili olan kavramlar da antropomorfiktir. İnsanların düşünce süreçlerinde kullandıkları kavramlar, nesnel gerçekliğin tercümesidir. Tanrı'yı yaşlı beyefendi olarak düşünmekle, Tanrı'yı gerekliliklerin bir varlık olarak düşünmek arasında aslında çok fazla fark yoktur. Her ikisi de insan merkezli düşüncelerdir.
Bu bölümde, soyut düşüncenin antropomorfik yapıda olduğunu ve bunun dünya görüşlerinde nasıl bir rol oynadığını ele alacağız.
4. Dünya Görüşü Olarak Dram
Hindu kültüründe dünya görüşü dram kavramına dayanır. Bu görüşe göre, hayat bir oyun ve her birimiz birer oyuncuyuz. Bu oyunda temel oyuncu olarak Brahma rol alır ve evrenin merkezi olarak kabul edilir.
4.1 Hindu Evreninde Drama Kavramı
Hinduizm'de, evren bir drama olarak görülür. Oyuncuların rolleri ve hikayeleriyle birlikte Brahma'nın varlığı vurgulanır. Brahma, kendini ifade eden ve her birimizde de bulunan bir merkezdir. Her birimizin aslında bu merkez olduğu ve yıldızlar gibi ışık saçtığı düşünülür. Brahma, insan yüzleri, hayvan yüzleri, böcek yüzleri, bitki yüzleri ve mineral yüzleri gibi tüm yüzleri takar. Her ne varsa, Brahma'nın oynamaya çalıştığı maske gibidir.
4.2 Brahma ve Evrenin Merkezi Olarak Kendini Bulma
Hinduizm'de temel düşünce, biri olanaklı bir varolan varlık olduğudur. Her birimizin bu temel varlık olduğu kabul edilir, ancak ışık saçar gibi de birçok şekle bürünürüz. Bu dünya görüşü, kendini bulma ve merkezlenme fikrine dayanır. Evrende sadece bir varlık vardır ve her birimiz o varlığın bir parçasıyız.
Bu bölümde, Hinduizm'in evrene drama kavramıyla nasıl baktığını ve Brahma'nın evrenin merkezindeki rolünü ele alacağız.
5. Görünme ve Kaybolma Oyunu
Hayatın bir oyun olarak algılandığı Hinduizm'deki temel fikir, gizlenme ve bulunma oyununun evrenin temel süreci olduğudur. Bu kavram, insanların gelişim sürecinde de önemli bir rol oynar.
5.1 Bebeklerin Gelişimindeki Rolü
Bebeklerle oyun oynamak ve saklanmak gibi oyunlar oynamak, gelişim süreçlerinin bir parçasıdır. Bebekler, doğdukları andan itibaren gizlenme ve bulunma oyunlarıyla büyürler. Bu oyunlar, temel bir bilinç düzeyi olan bebeklerin gelişimine katkıda bulunur.
5.2 Her Şeyin Görünüp Kaybolduğu Bir Gerçeklik
Hayatın temel süreci, görünme ve kaybolma oyunudur. Her şey sürekli olarak gelip geçmektedir. Pozitif ve negatif dalgaların titreşimiyle var olan her şey gelgitler halinde hareket eder. Bu hareket, gerçekliğin geçiciliği ve değişkenliği anlamına gelir.
Bu bölümde, hayatın bir gizlenme ve bulunma oyunu olarak algılandığı Hinduizm felsefesini ve bu oyunun sürekli olarak var olan her şeye uygulandığını inceleyeceğiz.
6. Her Şeyin Gelgitleri
Varlık, pozitif ve negatif dalgaların birleşimiyle hareket eder. Bu gelgitler, gerçekliğin değişkenliğini ve geçiciliğini gösterir.
6.1 Pozitif ve Negatif Dalgaların Varlığı
Her şey pozitif ve negatif dalgaların birbirine karışımıyla meydana gelir. Bu dalgaların hareketi, gerçekliğin doğasını anlamamıza yardımcı olur. Ses, elektrik ve diğer enerji formları, bu gelgitlerin sonucudur.
6.2 Gerçekliğin Geçiciliği ve Değişkenliği
Her şey sürekli olarak gelip geçer. Katı gibi görünen şeyler bile aslında boşluklarla doludur. Gerçeklik, devamlı olarak değişen ve gelgitler halinde olan bir süreçtir. Bu değişkenlik, gerçekliğin doğasının anlaşılmasını sağlar.
Bu bölümde, her şeyin gelgitler halinde hareket ettiği ve gerçekliğin geçiciliği ve değişkenliği konusunda daha detaylı bilgi vereceğiz.
7. Ses ve Sustuklarının Dünyası
Ses, gerçekliğin bir parçasıdır ve yapısı da insan zihninin şekillerine benzerlik gösterir. Sesin içinde sessizlikler ve boşluklar bulunur.
7.1 Sesin Yapısı ve Boşluklar
Ses, pozitif ve negatif dalgaların birleşimiyle oluşur. Sesin yapısı incelendiğinde, sesin içinde sessizliklerin ve boşlukların olduğu görülür. Ses ve sessizlik birbirini tamamlar.
7.2 Sesin Yavaşlatılması ve Sessizliklerin İzleri
Ses, yavaşlatıldığında, içinde sessizliklerin ve boşlukların izlerine rastlanır. Sesin yavaşlatılmasıyla ses-sessizlik döngüsünün daha net görülebilir olduğu anlaşılır. Ses, aslında sürekli bir titreşim olan pozitif ve negatif dalgaların birbirine karışımıdır.
Bu bölümde, sesin yapısını ve içindeki sessizliklerin önemini ele alacağız.
8. Şüpheli Gerçeklikler
Gerçeklik, katıların ve boşlukların ilişkisiyle şekillenir. Ancak bu ilişki her zaman kesin değildir ve çelişkileri beraberinde getirebilir.
8.1 Katılar ve Boşlukların İlişkisi
Katılar, içinde boşluklar olan yapılar olarak görülebilir. Hızla hareket eden bir elektrikli vantilatörün bıçakları gibi, katı şeyler de aslında boşluklarla doludur. Katı şeylerin yapısındaki yoğun titreşim, bir elin hareketinin bu yoğunluğu aşmasına izin vermez. Ancak, x ışınları gibi bazı titreşimler bu yoğunluğu aşabilir ve geçebilir.
8.2 Gerçeklikteki Çelişkiler ve Varoluşun Paradoksları
Gerçeklik, çelişkilerle doludur ve varoluşun paradokslarını barındırır. Boşlukların içinde katılar bulunur ve katılar boşluklarla ayrılır. Gerçeklikte bir şey varsa, o şeyi tamamlayan bir hiçlik vardır. Bu çelişkiler ve paradokslar, gerçekliğin doğasının anlaşılmasını güçleştirebilir.
Bu bölümde, gerçekliğin çelişkilerle ve varoluşun paradokslarıyla dolu olduğunu ve bu paradoksların gerçekliğin doğasının anlaşılmasını zorlaştırdığını ele alacağız.
Öne Çıkan Noktalar
- Görseller, düşünceleri anlatmak için güçlü bir araçtır ve insanların analog düşünme yeteneklerini harekete geçirebilir.
- Soyut düşünceler bile insan merkezlidir ve dünya görüşlerini şekillendirir.
- Hinduizm'de dünya bir oyun olarak algılanır ve her birimiz bu oyunun oyuncularıyız.
- Hayat, gelgitler halinde hareket eden bir süreçtir ve her şey gelip geçicidir.
- Ses ve sessizliklerin birlikteliği gerçekliğin doğasını yansıtır.
- Gerçeklik, katıların ve boşlukların ilişkisi üzerine kuruludur ve paradokslar barındırır.
Sıkça Sorulan Sorular
Q: Görseller düşünce sürecimizi nasıl etkiler?
A: Görseller, karmaşık kavramları daha anlaşılır hale getirir ve düşüncelerimizi daha etkili bir şekilde ifade etmemizi sağlar.
Q: Dünya neden bir oyun olarak algılanır?
A: Hinduizm'de dünya, gizlenme ve bulunma oyunu olarak görülür. Bu oyun, hayatın temel sürecidir ve gelişimimize katkıda bulunur.
Q: Sesin yapısı nasıldır?
A: Ses, pozitif ve negatif dalgaların birleşimiyle oluşan titreşimlerdir. Sesin içinde sessizlikler ve boşluklar bulunur.
Q: Gerçeklikteki çelişkiler nelerdir?
A: Gerçeklik, katıların ve boşlukların ilişkisiyle şekillenir. Çelişkiler, katılarla boşlukların birlikte var olmasını ifade eder.
Kaynaklar: