Saul'un İtaatsizliği ve David'in Tövbesi

İçindekiler

• Giriş
• Samuel'ın Beklenmesi ve Saul'un İtaatsizliği
  • Saul ve Filistinlerin Karşılaşması
  • Samuel'ın Hükümeti Duyurması
• Saul'un Mucizeye Engel Olması
  • Bir Mucizenin Önünde Durmak
  • Zayıflığımızda Tanrı'nın Gücü
  • Tanrı'nın Zamanı ve Sayıları
• Saul'un Kendini Putlaştırması
  • İnsanların Korkusunu Korkmak
  • Rabb'imizi Korkmak
  • Saul ve David'in Tepkileri
• Saul'un Tövbesiz Kalması
  • Bahaneler ve Suçlamalar
  • Topluluğun Beklenmesi ve Tanrı'nın Kendisi
• David'in İtaati ve Tövbesi
  • Kendini Tanrı'ya Teslim Etmek
  • Yenilenmenin Sevinci
• Tanrı'ya Olan Kalbimiz

Samuel'ın Beklenmesi ve Saul'un İtaatsizliği

Saul, Gilgal'da Samuel'in gelmesini bekliyordu. Samuel, Saul'a talimat vermişti ve yedi gün boyunca beklemesini istemişti. Ancak Samuel gelmedi ve Saul'un askerleri hızla kaçmaya başladı. Saul'un askerleri giderek azalırken ve tehdit altında hissederken, Saul halkın yakında dağılmaya başladığını fark etti. Bunu önlemek için tanrıya, yanmış bir kurban sunulmasını talep etti ve kurbanı kendi eliyle yaptı. Tam bu sırada Samuel geldi ve Saul'u uyardı. Samuel, Saul'a itaat etmediği için Tanrı'nın krallığını sona erdireceğini söyledi ve bir "Tanrı'nın kendi kalbine sahip olan bir adamı" lider olarak belirlediğini duyurdu.

Saul ve Filistinlerin Karşılaşması

Saul'un beklediği süre boyunca, Filistinliler bir ordu topluyordu. İsrail'e karşı ezici bir güçle saldırmak için 3.000 arabaları, 6.000 at arabası ve sayısız askerleri vardı. Saul, bu durumu göz önüne alırken korkuyla doluydu, çünkü kendi ordusu çok daha küçüktü. Samuel'ın gelmesini bekledikçe, Saul'un askerleri kaçıyordu ve geriye kalanlar da dehşete düşmüştü. Bu zorlu durumda Saul, Tanrı'ya güvenmek yerine kendi elleriyle kurban sunmayı tercih etti.

Samuel'ın Hükümeti Duyurması

Samuel, Saul'a verilen talimatları yerine getirmemesi nedeniyle Saul'a Tanrı tarafından kral olarak belirlenen bir adamın yerini alacağını söyledi. Saul'un krallığı sona erdirilecekti çünkü itaat etmemişti ve kendi kontrolünü eline almıştı. Samuel'ın mesajı, Tanrı'nın sözlerinin yerine getirilmesine ilişkin bir uyarıydı ve bir lider olarak Saul'un hizmetini sona erdirecekti.

Saul'un Mucizeye Engel Olması

Bir Mucizenin Önünde Durmak

İncil'de, Saul'un kendi isteğiyle Tanrı'nın niyetini engellediği bir hikaye var. Saul, Samuel'ın gelmesini bekleme talimatını hiçe saydı ve kendisi kurban sunmaya karar verdi. Bu, Tanrı'nın isteğiyle tamamen zıt bir eylemdi ve Saul'un olduysa Tanrı'nın onun hükümdarlığını sona erdirmesine neden oldu.

Zayıflığımızda Tanrı'nın Gücü

Saul, Filistin ordusuyla karşı karşıya geldiğinde korku ve endişe yaşadı. Sahip olduğu güçsüzlük karşısında çaresiz hissetti ve kendi çözümünü bulmaya çalıştı. Bunun yerine, Tanrı'nın gücüne güvenmeliydi. Tanrı, zayıflıklarımızda bile güçlüdür ve ona olan inancımızı korumalıyız. Filistinlerin sahip olduğu sayısal üstünlük onları yenilmez yapmaz. Tanrı, sadece 600 kişi kalmış bir ordunun bile zafer kazanmasını sağlayabilir.

Tanrı'nın Zamanı ve Sayıları

Saul, Samuel'in gelmesini beklerken sabırsızlandı ve kendi çözümünü bulma yoluna gitti. Ancak Tanrı'nın zamanı her zaman mükemmeldir ve sayıları kontrol eder. Uzun süre beklemek zor olsa da, Tanrı'ya güvenmeli ve O'nun kurtarıcı olabileceği gerçeğini hatırlamalıyız. Sayısal eksikliklerimiz Tanrı'nın zaferini engellemez. İşte Tanrı'nın gücü ve yönetimi burada ortaya çıkar.

Saul'un Kendini Putlaştırması

İnsanların Korkusunu Korkmak

Saul, Filistin ordusuyla karşılaştığında, insanların korkularından daha fazla korktu ve bu korkuya boyun eğdi. Kendi kurtuluşunu sağlamaya çalışırken Tanrı'nın emirlerini umursamadı. İnsanların beklentilerine göre hareket etmek, Tanrı'yı önemsememektir. Saul, insanların takdirini kazanmak için Tanrı'yı takip etmedi ve sonuç olarak Krallığı sona erdi.

Rabb'imizi Korkmak

Tanrı'ya korku duymak, Ona saygı duymak ve kendisini yüceltmek anlamına gelir. İncil'deki ayetlerde bize Tanrı'nın korkusunun bilgelikle başladığı öğretilir. Tanrı'ya olan korkumuz, Onun egemenliği, gücü ve görkemi karşısında kendimizi küçümsememiz gerektiğini hatırlatır. Her zaman önemli olan Tanrı'nın işlerine, emirlerine ve düzenlemelerine uymaktır, insanların beklentilerine değil.

Saul ve David'in Tepkileri

Saul'un kendini putlaştırması ve kendisini Tanrı yerine koymasıyla karşılaştırıldığında, David'in tutumu tamamen farklıdır. David, yaptığı hatayı kabul etti ve içinle birlikte Tanrı'ya döndü. David, güvenilir bir şekilde Tanrı'nın affını dilemek için dua etti ve Tanrı'dan kendisini yenilemesini ve doğru bir ruh ile onu dürüst kısmasını istedi. David, tövbesiyle Tanrı'ya karşı olan sevgisini ve sadakatini gösterdi.

Saul'un Tövbesiz Kalması

Bahaneler ve Suçlamalar

Saul, Samuel'in sonunda gelmesi üzerine mağdur oldu ve kendisini haklı çıkarmak için bahaneler ileri sürdü. Kendi eylemlerinden sorumlu olmaktansa, başkalarını suçladı ve mazeretler üretti. Hiçbir şekilde tövbe etmeyerek Tanrı'nın emirlerini umursamadı. İncil bir noktada bize, tövbe etmeyen kişinin kalbini tamamen Tanrı'dan uzaklaştırdığını söylüyor.

Topluluğun Beklenmesi ve Tanrı'nın Kendisi

Saul, kötü davranışlarına rağmen hala kral olarak hüküm sürdü. Davranışlarının hemen sonuçları olmasa da, bu, Tanrı'nın onaylaması anlamına gelmez. Geçmişindeki günahlardan dolayı hala bir lider olarak kabul edildi, ancak Tanrı'nın gerçekleştirmek istediği plan artık onun krallığına ait değildi. Saul, Tanrı'nın emirlerini umursamadığı ve itaatsizlik ettiği için tövbe etmedi.

David'in İtaati ve Tövbesi

Kendini Tanrı'ya Teslim Etmek

David, Rabbimizin kalbine aşık olmak için bir örnektir. O, Tanrı'nın emirlerini yerine getirmek ve O'nun hizmetinde olmak için büyük bir arzuya sahipti. Yaptığı büyük hatalara rağmen, hala Tanrı'nın affını elde etmek için tövbe etti ve O'na döndü. David, kendi gücünden çok Tanrı'nın gücüne güveniyordu ve O'na teslim olan bir kalbe sahipti.

Yenilenmenin Sevinci

David, tövbesinde içtenlikle Tanrı'ya yakardı ve O'nun affını, kurtuluşunu ve sevincini geri kazanmayı diledi. David, Tanrı'nın ona olan ilişkisini ve kutsal Ruh'un etkisini yeniden kazanmak istedi. David, ruhunun yenilenmesi, kurtuluşunun sevincinin geri dönüşü ve Tanrı'nın cömert Ruhu tarafından korunmak istedi.

Tanrı'ya Olan Kalbimiz

Ruhlarımızı yenileyerek ve Tanrı'nın sevgisine olan itaati sürdürerek, biz de Samuel gibi olabiliriz. Saul'un aksine Tanrı'nın emirlerini umursayarak, putlaşmadan ve bahaneler ileri sürmeden yaşamalıyız. Kendi gücümüze güvenmek yerine Tanrı'nın gücüne, Tanrı'nın zamanına ve Tanrı'nın planlarına güvenmeliyiz. Tanrı'ya olan korkumuz ve saygımız bizi, O'na karşı tövbe ederek ve O'nu sevgiyle onurlandırarak yönlendirmelidir. Sonunda, David gibi bir insan olma arzusuna sahip olmalıyız - bir kalbe sahip olan bir insan, Rabbimiz için uluorta yaşayan ve Tanrı'nın sevgisini başkalarına da gösteren bir insan. Bu, Tanrı'nın istediği liderlik ve hizmet biçimidir ve bu, Tanrı'ya kalbimizi teslim ettiğimizde yaşayabileceğimiz gerçek bir zaferdir.