Savaş muhabiri olarak kaçırılan ben... İki kez...
İçindekiler:
- Giriş
- Afghanistan'a İlk Gidişim
- Saddam Hüseyin Dönemi ve İlk Savaş Deneyimim
- Afganistan'da Yaşadığım Tehlikeli Anılar
- Savaş Gazeteciliğinde Tutsaklık Deneyimi
- Doğum ve Kadın Sağlığı Konularına Odaklanmaya Başlamam
- Savaş Fotoğrafları ve Yardım Gücü
- Kadın Olmanın Avantajları ve Zorlukları
- Anneler ve Çocuklar Üzerine Çalışmalarım
- Sosyal Medya ve Savaşın İmajı
- Savaş Fotoğrafçıları Hakkındaki Önyargılar
- Şöhret ve Eleştiriyle Başa Çıkma
- Savaş Fotoğrafçısı Olmanın Değişen Yüzü
- Görevimiz: Gerçekleri Ortaya Çıkarmak
- Sonuç
📸 Savaş Fotoğrafçılığına İlişkin Bir Yolculuk
Giriş:
Savaş fotoğrafçılığına olan ilgim, öncelikle kadınların Taliban yönetimi altındaki yaşam koşulları hakkında okuduğum haberlerle başladı. Batı'da onların hayatlarının gerçekten bizim düşündüğümüz kadar kötü olup olmadığını merak ettim ve bu nedenle kardeşimden biraz para borç alıp, Birleşmiş Milletler ve yerel STK'larla bazı düzenlemeler yaparak ilk kez Afganistan'a gittim. İlk defa tamamen ne olup bittiğini bilmediğim bir duruma girdiğim zaman, 11 Eylül sonrası Afganistan'da yaşandı. Taliban'ın ülke genelinde yıkıldığı bir dönemde olan bu ziyaretimde, New York Times gazetecilerinden biri Pentagon'a bizi bombalamamaları için arabada olduğumuzu söylemek için telefon açtı. Bu anı hatırladığımda, burada çok şeyin yanlış gidebileceğini fark ettim.
1. Afganistan'a İlk Gidişim
Afganistan'a ilk gittiğimde, ülkedeki kadınların yaşadığı durumu merak ettiğim için yapmıştım. Batı'da Taliban hükümeti altında olan kadınların hayatlarının gerçekten de bizim düşündüğümüz kadar kötü olup olmadığını görmek istedim. Bu nedenle önce biraz para karşılığında kız kardeşimden bir miktar borç aldım ve ardından Birleşmiş Milletler ve yerel olmayan hükümet örgütleriyle iletişime geçerek ilk seyahatimi planladım. İlk kez tamamen bilmediğim bir duruma giriyordum ve 11 Eylül'den sonra Afganistan'a gitmek oldukça korkutucuydu. Bir noktada, New York Times gazetecileri Pentagon'u arayarak bulunduğumuz aracı bildiriyordu, böylece bizi bombalamazlardı. Bu an, burada birçok şeyin yanlış gidebileceğini farketmemi sağladı.
1.1 Hazırlıklar ve Endişeler
Afganistan'a gitmeden önce, birçok hazırlık yapmam ve endişelerimle yüzleşmem gerekiyordu. Bilgisayarımın ve fotoğraf malzemelerimin güvenliğini sağlamak için çeşitli önlemler aldım. Ayrıca, ülkenin politik durumu, yerel kültür ve güvenlik konularında detaylı bir araştırma yaptım. Bu, bilinçli bir şekilde hazırlanmamı ve mümkün olan en iyi şekilde bu deneyime girmemi sağladı. Ayrıca, yakınlarıma seyahat planımı ve güncel durumu ilettiğimden emin oldum. Bu şekilde, herhangi bir olay durumunda haber almalarını ve bana yardımcı olmalarını sağlayabilmek için iletişim kanallarımızı güçlendirebildim.
1.2 Kadınların Durumu ve İlk İzlenimlerim
Afganistan'daki kadınların durumu benim için büyük bir merak konusuydu. Çok sayıda haber ve rapor görmüştüm, ancak gerçek durumu kendi gözlerimle görmek istedim. İlk gidişimde, kadınların maruz kaldığı zulmün boyutunu anlamam uzun sürmedi. Taliban'ın baskıcı rejiminin gölgesinde yaşamak, kadınların özgürlüklerini sınırlama ve onlara eşitsizlik uygulama şeklinde kendini gösteriyordu. Kadınların eğitim hakkı ve toplumdaki rolleri ciddi şekilde kısıtlanmıştı. Bu durum beni derinden etkiledi ve Afgan kadınlarının hikayelerini duyurmam gerektiğine inandım.
2. Saddam Hüseyin Dönemi ve İlk Savaş Deneyimim
İkinci savaş deneyimim, 2003 yılında Saddam Hüseyin'in devrileceği düşüncesiyle gidilen Irak'a oldu. Bu, gerçek anlamda savaşı ve savaşın etkilerini gördüğüm ilk deneyimdi. Ölü bedenler, savaşın etkisi altında kalan siviller ve kaçan insanlarla karşılaşmıştım. Özellikle Cornwall Vadisi'nde çekilmiş bir fotoğraf var; bu fotoğraf için bir grup gazeteciyle birlikte helikopterden zorlu bir arazide atladık ve sırtımızda taşıdığımız ekipmanlarla altı gün boyunca yürüdük. Altı gün sonra Taliban tarafından pusuya düşürüldük ve üç taraftan saldırıya uğradık. Bu, hayatımın en korkutucu anlarından biriydi.
2.1 Saddam Hüseyin Sonrası Irak
Saddam Hüseyin'in düşmesinin ardından Irak, istikrarsız bir döneme girdi. Ülkede çatışmalar ve gerilimler devam etti. Bu dönemde hükümet karşıtlarıyla yapılan mücadeleler, terör saldırıları ve güvensizlik, gazetecilik için riskli bir ortam oluşturdu. Savaşın gerçek yüzünü görmek ve insanların zorluklarını anlatmak için Irak'a gitmek istedim.
2.2 Savaşın İnsan Üzerindeki Etkileri
Savaşın etkilerini ilk elden yaşadığım ve gördüğüm bu dönemde, insanların nasıl etkilendiğini daha iyi anladım. Özellikle sivil halkın mağduriyetini ve insanların yaşam mücadelesini belgelemek benim için önemliydi. Savaşın trajedisi, insanların hayatlarının bir anda alt üst olması ve ne kadar kırılgan olduklarını göstermesiydi. Özellikle çocukların ve kadınların savaşın en büyük kurbanları olduğuna tanık oldum. Bu deneyimler, savaşın insanları nasıl etkilediğini göstermek için daha fazla çaba sarf etmemi sağladı.