Sentidoğmuş: New York'un Absürt Felsefesi
Table of Contents:
- 🎯Giriş
- 🎯Albert Camus ve İnsan Deneyimi
- 🌟Albert Camus'un Gözlemleri
- 🌟Absürdlük ve İnsanın İçsel Çatışması
- 🎯Sentidoğmuş-Yeni Bir Hayat
- 🌟Caden Cotard'ın Yolculuğu
- 🌟Zamanın Anlamını Yitirmesi
- 🌟Güzelliğin İçselleştirilmesi ve Dünyanın Absürtlüğü
- 🎯Sisifos Efsanesi ve Absürtlüğün Kabulü
- 🌟Sisifos Efsanesi ve Tanrıların Cezası
- 🌟İlahi Cezanın Bilincine Ulaşma
- 🌟Absürd Gerçeğin Kabulü ve Özgürlük
- 🎯Sanatın Absürtlüğü İfadesi
- 🌟Charlie Kaufman ve Absürt Sanat
- 🌟Oyuncunun Geçici Gerçekliği
- 🌟Filmdeki Paradoks ve İnsan Deneyimi
- 🎯Birlikte İnsan Olma ve Absürtlüğün Akışı
- 🌟Kişisel ve Evrensel Deneyimler
- 🌟Absürd Durumun İnsanlaştırılması
- 🌟Kendini Kabullenme ve Mutluluğa Ulaşma
🎯Giriş
Bu makalede, Albert Camus'un absürd felsefesini temel alan ve Charlie Kaufman tarafından yönetilen "Sentidoğmuş-Yeni Bir Hayat" adlı filmi ele alacağız. Camus'un insan deneyimini anlamlandırma ve absürd durumu kabullenme üzerine gözlemleri, bu filmde Caden Cotard'ın yolculuğuyla birleşiyor. Filmde, insanın varoluşunun absürtlüğüne karşı mücadelesi ve sanatın bu absürt durumu ifade edişi ön plana çıkıyor. İnsanın kendini kabullenmesi ve mutluluğa ulaşması süreci, makalenin ana odak noktalarından biridir.
🎯Albert Camus ve İnsan Deneyimi
Albert Camus, insan deneyiminin temel itibarıyla absürt olduğunu belirtir. İnsanların çoğunlukla cehalet veya inkar içinde yaşayarak rutinlerini sürdürdüğünü gözlemlemiştir. Camus'a göre, insanlar sürekli olarak yarınların daha iyi olacağı, her şeyi anlayacağı umuduyla yaşarlar. Ancak bir gün bu rutin bozulduğunda, dünyanın absürtlüğü ruhlarına sinsice sızar ve bir anlık bir boşluğa sebep olur. Bu boşlukta, her şeyin, insanın kendisi dahil olmak üzere, geçici olduğunun farkına varılır. Bu farkındalık, insanların ölüme doğru yol alırken, şimdilik burada, hayatta oldukları gerçeğini kavramalarıyla kendini açığa çıkarır.
🎯Sentidoğmuş-Yeni Bir Hayat
"Sentidoğmuş-Yeni Bir Hayat" filmi, Caden Cotard'ın absürtlükle yüzleşme mücadelesini anlatır. Caden, hayatın anlamsızlığıyla başa çıkmaya çalışırken, büyük bir tiyatro eseri yapma fikrine kapılır. Ancak, Camus'a göre, bu absürtlükle boğuştuğunda insanların yapmakta olduğu sonsuz bir hata olan geçmişe duyulan özlemle yaklaşmamalıdır. Caden, gerçeklere sadık kalmaktan ve her şeyin farkında olduğu bilinciyle yola çıkmaktan vazgeçmez. Onun amacı, acımasız gerçeklikten başka bir şeyi kabul etmemektir.
🎯Sisifos Efsanesi ve Absürtlüğün Kabulü
Camus, Sisifos efsanesine atıfta bulunarak, absürdün kabul edilebilir olup olmadığını araştırmak istemiştir. Sisifos, tanrılar tarafından sonsuza dek bir kayayı tepede iterken cezalandırılmıştır. Bu görev, sonsuz bir şekilde tekrarlanması gereken anlamsız bir iş olarak görülür. Ancak, Camus'nün belirttiği gibi, hikaye sadece kahramanın umutsuz durumunun farkında olduğu zaman trajik bir hale dönüşür. Eğer Sisifos her adımda başarılı olma umuduyla hareket ederse, işkencesi nerede olacaktır? Absürdün kabul edilmesi, bilincin gerçekleştiği an olan iniş aşamasında gerçekleşir. Sisifos, kaya yuvarlandıktan sonra inişe geçtiğinde, sonsuz lanetiyle yüzleştiğinde ortaya çıkan hüznü hayal eder. Ancak bu farkındalık, isyan kapasitesine de sahiptir.
🎯Sanatın Absürtlüğü İfadesi
Camus, filozoflardan farklı olarak sanatçıya dikkat çeker. Sanatçı, absürt durumu açıklamak veya çözmek yerine, onu betimler ve deneyimlememizi sağlar. Camus'ye göre özellikle tiyatro, ufukta olanın geçiciliğiyle ön plana çıkar. Bir oyuncu, üç saat içinde olağanüstü bir hayatı deneyimlemek ve ifade etmek zorundadır. Bu üç saat içinde, seyircinin bir ömür boyu geçeceği yolculuğu yapar.
Charlie Kaufman, absürd bir şekilde hiçbir çare sunmadan bir film yaratmasıyla nadir bir absürt sanat örneği olarak öne çıkar. Filmin başından itibaren kaderin iç içe geçmiş olduğunu görürüz. Caden'ın yanıtsız kalan umuduyla, hayat hızla akıp gider ve o acı, çaresizlik ve kopuklukla kalır. Setteki insanların yerlerinin belirsizleşmesi, aynı rollerin farklı oyuncular tarafından oynanması gösterilerek, varlık ve görüntü arasında bir sınır olmadığını anlarız. Bu yolculuk sadece Caden'ın değil, bizim yolculuğumuzdur. Bu mücadele, sona erdiğimiz tek an olan ölümün gerçekleştiği andan itibaren devam eder. Deneyimlerimiz ve keşiflerimiz her şey yok olana kadar devam eder.
🎯Birlikte İnsan Olma ve Absürtlüğün Akışı
Filmin ana teması insanlığın bir araya gelip birlikte hareket etme gerekliliğidir. Absürt durumun insanileştirilmesiyle, ilişkilendirilebilir hale gelir. Film, boşluğun rengini verir; absürt durumumuzun hapishanesine ışık tutar ve bu sayede onu insanileştirir. Her şeyin tükenmediğinin ve bitmediğinin öğretisini verir. Bunu yaparak, insanın içinde tatminsizlikle gelen bir tanrıyı bu dünyadan kovar ve sonuçsuz acılara olan tercihiyle kaderi insan meselesi haline getirir. Tanrılar tarafından bir ceza olarak görülen kayadan, kendi kaderimizi almış oluruz. Caden, herkesin kendi hayatını kendisinin bulması gerektiğine inanır. Ve evet, Caden acı, cenaze, hastalık ve kalp kırıklığı gibi sefaletin saldırısına uğrarken, iniş aşaması büyük olasılıkla keder, acı ve pişmanlıkla dolu olacaktır. Ancak aynı iniş aynı zamanda sevinçle de gerçekleşebilir. Kalbim senin için çok acıyor. Caden, buradayız, ben buradayım. Camus, dünyanın absürtlüğünü kabul etmenin metafizik bir onuru olduğuna inanır ve isyan ettiğimizde, özgürlüğümüzü talep ettiğimizde ve elimizdeki olanakların en iyisini yapmaya çalıştığımızda, başlangıçta boş olan evrene artık kısır veya faydasız olmayacaktır. Mücadele kalplerimizi dolduracak kadar yeterlidir. Mutlu olduğunu hayal etmeliyiz, Caden ile beraber, hayal ediyorum yaşayamadan yaşamış gibi. Herkesin bu deneyimi yaşadığını unutmamalıyız. Ayrıntılar çok da önemli değil. Herkesin herkesiyiz. Bu, boşluğa renk veren bir hikaye; absürt durumumuzun hapishanesine ışık tutan ve bunu yaparak insanileşen bir hikaye. Kaderi insan meselesi haline getirir. Tanrılara ve cehennemlere, nihai anlam ve kaderlere başvurmadan, kaderimiz kendi olur. Caden, herkesin kendi hayatını kendisinin bulması gerektiğine inanır. Ve evet, Caden acı, cenaze, hastalık ve kalp kırıklığı gibi sefaletin saldırısına uğrarken, iniş aşaması büyük olasılıkla keder, acı ve pişmanlıkla dolu olacaktır. Ama o aynı iniş sevinçle de gerçekleşebilir. Kalbim senin için çok ağrıyor. Buradayız Caden, buradayım.
🎯Charles Kaufman ve Absürt Sanat
Charlie Kaufman, kendine özgü bir absürt sanat örneği olarak ortaya çıkar. Filmlerinde, çekici olmayan bir şekilde gerçekçi bir şekilde absürdi yansıtır. "Sentidoğmuş-Yeni Bir Hayat" filminde, seyircilere absürtlüğe duyulan kaçınılmaz kaderimizi baştan beri açıkça gösterir. Yanan ev, fiziksel rahatsızlıklar, akciğer kanserine dönüşen öksürük, zehirlenen dövme gibi öğeler, sonun baştan beri dahil olduğunu gösterir. Caden'ın, kendi varoluşunun absürt kaderinin farkında olmasına rağmen, bazen umutsuz bir şekilde bir tür arınma elde etme umuduna sıkı sıkıya sarılması, hayatını gözden kaçırarak çaresizlik ve kopukluk içinde kalmasına neden olur. Gerçek anlayışın kısa anlarla nadiren kesilen öz merhameti tarafından bozulduğu anlar dışında. Dünyada neredeyse 13 milyon insan var ve bu insanların hiçbiri gereksiz değildir. Hepsi kendi hikayesinde ön plandadır. Ancak Caden'ın etrafındakilerle arasındaki sınırlar belirsizleştikçe, aynı roller farklı oyuncular tarafından oynandıkça ve aynı oyuncular farklı roller üstlendikçe, varlık ve görünüm arasında bir sınır olmadığını görürüz. Bu, sadece Caden'ın değil, bizim de yolculuğumuzdur. Bu mücadele, son nefesimize kadar süren bir mücadeledir, tüm deneyimlerimiz ve keşiflerimiz hiçliğe geri dönene kadar devam eder. Varolmaya direndiğinizi hissediyorum ve sessizce kayboluyorsunuz. Bu herkesin deneyimidir. Her biri. Detaylar neredeyse hiç önemli değil. Herkes herkesin her biridir. Bu, boşluk için renklendirilmiş bir hikaye; absürt durumumuzun hapishanesine ışık tutan ve bu yolla insanlaştıran bir hikaye. Tüm bunlar, kaderimizin ikinci bir etki alanı yaratmamızı sağlar."""