İsrail Boykotu: Mehdi Hasan Show ile Tarihi ve Tartışmaları Keşfedin
İçindekiler
- Giriş
- Amerikan Boykot Kültürü
- 2.1 Amerikan Bağımsızlık Savaşı ve Boston Çay Partisi
- 2.2 Önemli Politik Anlar: Rosa Parks ve Montgomery Otobüs Boykotu
- 2.3 Yakın Tarih Boyunca Boykot Örnekleri
- İsrail Boykotu ve BDS Hareketi
- 3.1 BDS Hareketinin Amacı ve Yöntemleri
- 3.2 Amerika'da Anti-BDS Yasalarının Kabulü
- 3.3 Boykot Karşıtlarının Argümanları
- Anti-BDS Yasalarına Karşı Mücadele
- 4.1 İlgili Kişilerin Hukuki Mücadelesi
- 4.2 İsrail Hükümetinin Rolü
- 4.3 Özgür Konuşma Hakkı ve Amerikan Değerleri
- Sonuç
- Kaynaklar
İsrail Boykotu ve BDS Hareketi: Özgür Konuşma Hakkı İle Mücadele
Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihinde, boykotlar önemli bir rol oynamıştır. Amerikalılar, bazen politik değişim elde etmek veya memnuniyetsizliklerini ifade etmek için boykotları kullanmışlardır. Ancak, bu boykot kültürü İsrail Boykotu ve Boykot, İhracat ve Yatırımların İnzivası (BDS) hareketi üzerindeyken farklı bir dönüm noktası olmuştur.
1. Giriş
Amerikan toplumu, bağımsızlık savaşından itibaren boykotları benimsemiştir. 1773'teki Boston Çay Partisi, Amerikan Devrimi'ne yol açan önemli bir olay olarak kabul edilir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde hala yaygın olarak kullanılan bir protesto yöntemi olan boykot, birçok önemli politik anın da başlangıcı olmuştur. Örneğin, Rosa Parks'ın 1955'te otobüste ayrımcılığa karşı başlattığı boykot, federal mahkemenin otobüslerdeki ayrımcılığın anayasaya aykırı olduğu kararına yol açmıştır.
Ancak, boykot kültürü Amerika Birleşik Devletleri'nde her konuda uygulanabilen bir yöntemken, İsrail'e yönelik boykotlar tartışmalı bir konu haline gelmiştir. Özellikle BDS hareketine karşı geliştirilen yasalar, Amerikan vatandaşlarının İsrail'e yönelik ekonomik baskı yapmasını engelleyerek, özgür konuşma haklarına müdahale etmektedir. Bu makalede, İsrail Boykotu ve BDS hareketine ilişkin tartışmalar ve bu harekete karşı mücadeleler ele alınacaktır.
2. Amerikan Boykot Kültürü
2.1 Amerikan Bağımsızlık Savaşı ve Boston Çay Partisi
Amerikan bağımsızlık savaşı, Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin üzerine vergi uygulamasıyla başlayan huzursuzluk, Amerikan kolonistlerin çayı boykot etmesine yol açmıştır. Bu huzursuzluk, vergiye temsil hakkının olmaması olarak algılanması sonucunda Boston Çay Partisi ile doruğa ulaşmıştır. 342 sandık çayı Boston Limanı'na döken Amerikan kolonistlerinin bu eylemi, Amerikan Devrimi'nin fitilini ateşlemiştir. Bu olay, Amerikan tarihinde sembolik bir öneme sahip olup, barışçıl protesto ve toplanma özgürlüğünün Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nda yer almasına yol açmıştır. 1982 yılında Yüksek Mahkeme, boykotların birinci değişiklik altında korunduğuna hükmetmiştir ve boykotlar Amerika'nın en önemli ve özgün politik anlarının bazılarına yol açmıştır. Rosa Parks'ın Montgomery Otobüs Boykotu gibi.
2.2 Önemli Politik Anlar: Rosa Parks ve Montgomery Otobüs Boykotu
Amerika Birleşik Devletleri'nde boykotçuluk, biriktirici bir etkiye sahiptir ve önemli politik başarılar elde etmek için kullanılmıştır. Bir örnek olarak, Rosa Parks'ın 1955'te Montgomery, Alabama'daki ayrımcılığı protesto etmek için otobüste yerinden kalkmaması Rotsa Parks'ın Kuzey Amerika'nın en çok bilinen siyah sivil haklar liderlerinden biri olmasına yol açan bir eylemdi. Rosa Parks'ın bu tutumu, Montgomery Otobüs Boykotuna yol açmıştır.
Montgomery Otobüs Boykotu, Afro-Amerikalıların Montgomery otobüslerindeki ayrımcılığa karşı harekete geçtiği bir dönüm noktası olmuştur. Bu boykot, Afro-Amerikalıların otobüsleri boykot etmelerini ve entegrasyonun sağlanmasını talep etmelerini içeriyordu. Yaklaşık 1 yıl süren bu boykot, 1956 yılında federal mahkemenin otobüslerdeki ayrımcılığın anayasaya aykırı olduğunu ilan etmesiyle sonuçlandı. Bu karar, ırk ayrımının sona ermesi ve sivil hakların korunması için bir dönüm noktası oldu.
2.3 Yakın Tarih Boyunca Boykot Örnekleri
Amerikan toplumu, tarih boyunca boykotları politik değişim talepleri için etkili bir araç olarak kullanmıştır. Son yıllarda da boykotlar, politik gündemde önemli yer tutmaktadır. Örneğin, 2015 yılında Indiana eyaletinin "Din Özgürlüğü Yasası" olarak bilinen bir yasa geçirmesine karşı ulusal çapta koordineli bir boykot gerçekleştirildi. Kritikler, bu yasanın LGBTQ+ topluluğuna karşı ayrımcılığa yol açabileceğini söylemişlerdir.
Ayrıca, bu yıl içinde de Georgia'nın seçim erişimini kısıtlayan bir yasa geçirmesine karşı boykot tartışmaları yaşandı. Donald Trump dahil olmak üzere birçok kişi, Georgia'yı boykot etmeye ve George'nin yasayı eleştiren onlarca şirkete karşı karşı boşanma çağrısı yaptı. Coca-Cola, Delta Airlines, UPS gibi şirketlere karşı boykot çağrıları yapıldı. Bu örnekler, Amerika Birleşik Devletleri'nde boykot kültürünün hala canlı olduğunu ve farklı politik meselelerde kullanıldığını göstermektedir.
3. İsrail Boykotu ve BDS Hareketi
3.1 BDS Hareketinin Amacı ve Yöntemleri
İsrail Boykotu, Boykot, İhracat ve Yatırımların İnzivası (BDS) hareketine odaklanmaktadır. BDS hareketi, İsrail'in Filistinlilere yönelik baskıcı politikalarını ve İsrail'in Filistin topraklarını ihlal etme illegal işgalini protesto etmek amacıyla ekonomik baskı yapmayı hedeflemektedir. Bu hareket, 2005 yılında Filistin sivil toplumunun küresel topluma çağrısıyla başlamıştır. BDS hareketi, bireylerin, kurumların ve devletlerin İsrail'e karşı boykot, ihracatı durdurma ve yatırımları geri çekme gibi yöntemleri kullanmalarını teşvik etmektedir.
3.2 Amerika'da Anti-BDS Yasalarının Kabulü
Ancak, BDS hareketi ve İsrail'e yönelik boykotlar Amerika Birleşik Devletleri'nde tartışmalı hale gelmiştir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde İsrail'e karşı boykotu desteklemek veya BDS hareketine katılmak yasadışı hale getiren yasalar bulunmaktadır. 32 eyalette, bir devlet sözleşmesi almak isteyenler, devlet tarafından istihdam edilenler veya devlet okullarında öğretmenlik yapanlar İsrail boykotunu desteklememe anlaşması imzalamak zorundadır. Bu anti-BDS yasaları, boykot yanlılarının özgür konuşma haklarının ihlal edildiği eleştirilerini beraberinde getirmektedir.
3.3 Boykot Karşıtlarının Argümanları
Anti-BDS yasalarına destek verenler, BDS hareketinin antisemitik olduğunu iddia etmektedirler. Güçlü bir şekilde İsrail karşıtı olduğunu öne sürerek, BDS hareketinin aslında dünyadaki tek Yahudi çoğunluklu devleti yok etmeyi hedeflediğini ileri sürmektedirler. Ancak, bu yasalara karşı çıkan eleştirmenler için bu mücadele İsrail veya Yahudilerle ilgili değil, daha çok ifade özgürlüğü ve boykot hakkıyla ilgilidir. Amerika Birleşik Devletleri'nin temel değerlerine göre herkesin dilediği kişiyi boykot etme hakkına sahip olduğunu savunmaktadırlar.
4. Anti-BDS Yasalarına Karşı Mücadele
4.1 İlgili Kişilerin Hukuki Mücadelesi
Anti-BDS yasaları doğrultusunda Amerikan vatandaşları haklarının ihlal edildiğini düşündükleri için dava açan birçok kişi bulunmaktadır. Belgesel film "Boycott", bu hukuki mücadeleleri takip etmektedir. Filmde bir gazete yayıncısı, bir avukat ve bir öğretmenin hikayeleri anlatılmaktadır. Kariyerleri ve ifade özgürlükleri anti-BDS yasaları nedeniyle tehdit altındadır. İlgili kişiler, işverenleri aleyhine dava açmışlardır. Onlar, herhangi birini boykot etme hakkına sahip olduklarını savunmaktadır. Yasaların bu noktada işiyle ilgilenmemesi gerektiğini ifade etmektedirler.
4.2 İsrail Hükümetinin Rolü
Bu mücadelede İsrail hükümetinin de rolü olduğu ortaya çıkmıştır. İsrail hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri'nde anti-BDS yasalarının kabul edilmesi için çeşitli kuruluşlara finansal destek sağlamıştır. Hatta İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İsrail hükümetinin bu çabalarını sosyal medya hesaplarında açıkça ifade etmiştir. İsrailli hükümet, bu yasaların kök salması için bir kar amacı gütmeyen bir örgüt kurmuş ve İsrail hükümetinden gelen fonları ABD'deki kuruluşlara yönlendirmiştir.
4.3 Özgür Konuşma Hakkı ve Amerikan Değerleri
Bu mücadele, İsrail'e yönelik boykotların yasaklanmasının özgür konuşma haklarına ve Amerikan değerlerine yönelik bir müdahale olduğunu düşünen birçok eleştirmen tarafından desteklenmektedir. Onlara göre, Amerikan vatandaşları, yurt dışındaki bir ülkeye yönelik boykot yapma hakkına sahiptirler ve devletin bu konuya müdahale etmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu bağlamda, İsrail'e yönelik boykotlar ve anti-BDS yasaları açık bir şekilde Amerikan değerleriyle örtüşmemektedir.
5. Sonuç
Bu makalede, İsrail Boykotu ve BDS hareketi hakkında tartışmaları ve bu harekete karşı mücadeleyi ele aldık. Amerika Birleşik Devletleri'nde boykot kültürü uzun bir geçmişe sahip olup, birçok politik dönüm noktasına yol açmıştır. Ancak, İsrail Boykotu ve BDS hareketi konusunda Amerikalıların görüşleri ayrılmış durumdadır. Anti-BDS yasaları, boykot yapmayı savunan kişilerin özgür konuşma haklarını sınırlamaktadır. Bu nedenle, birçok kişi bu yasalara karşı çıkmakta ve hukuki mücadelelerini sürdürmektedir.
6. Kaynaklar
- "Boycott" belgeseli, Julia Basha (Yönetmen), Suhad Baba (Yapımcı)
Kaynaklar: