Tanrı'nın Kalbi İçin (1. Samuel 13)

Contents

1. 🌟Giriş
2. 📖 1. Samuel Bölüm 13: Olayların Arka Planı
3. 🌬️ Saul'un Korkusu ve Kendi Kendine İyilik Yapma Hatası
4. 🛠️ Bir Mucizenin Yolunda Durmayın
5. 🕊️ Tanrı'nın Korkusu ve Gerçek Bilgelik
6. 💔 Saul'un Tövbe Etmeyi Reddetmesi
7. 💖 Kalp Tanrı'nın Kalbinden Uzaksa
   a. ❌ Tövbe Etmeyi Reddeden Saul
   b. ✅ Tövbe Eden Davut
8. 💪 Kendiliğinden Yetemezsin
9. 🙏 Kurtuluş İçin Tek Çare: İsa

Giriş

Bu yazıda, 1. Samuel bölüm 13'te Saul'un hikayesine odaklanacağız. Saul, Tanrı'nın emirlerine uymaması ve kendi isteğiyle bir adak sunmasıyla büyük bir hataya düşer. Bu hikaye bize, Tanrı'nın emirlerini takip etmenin önemini ve tövbe etmenin gücünü anlatır. Ayrıca, Bu yazıda, 1. Samuel bölüm 13'te Saul'un hikayesine odaklanacağız. Saul, Tanrı'nın emirlerine uymaması ve kendi isteğiyle bir adak sunmasıyla büyük bir hataya düşer. Bu hikaye bize, Tanrı'nın emirlerini takip etmenin önemini ve tövbe etmenin gücünü anlatır. Ayrıca, işinizi kendi başınıza yapamayacağınızı ve kurtuluşun İsa'da olduğunu anlamamız gerektiğini hatırlatır.

1. Samuel Bölüm 13: Olayların Arka Planı

Önce, Saul'un hikayesinin arka planına bir göz atalım. Saul, Filistin ordusu tarafından kuşatılan Gilgal'de kalırken, adamları korku içinde titremektedir. Samuel'in gelmesini beklemesi gereken Saul, onu beklemek için yedi gün burada kalır. Ancak Samuel hala gelmemiştir. Saul, askerlerinin hızla kaçtığını farkeder ve bunun üzerine yanına getirilmesi için yakmalık sunu ve esenlik sunusu getirilmesini emreder. Saul, yakmalık sunuyu kendisi sunar. Tam yakmalık sunu bitmek üzereyken Samuel gelir. Saul gidip onu karşılamaya çıkar. Ancak Samuel şunu der: "Bunu ne yaptın, Saul? RABbin sana verdiği buyruğu koruma gereği duymadın. RAB senin egemenliğini sonsuza dek güvenceye almak istemişti. Ama sen buyruğunu yerine getirmediğin için, artık senin egemenliğin kesintiye uğrayacak." Artık RAB kendi kalbinden hoşnut olduğu birini, halkıyla egemenlik kurmak üzere seçmiştir.

Saul'un Korkusu ve Kendi Kendine İyilik Yapma Hatası

Saul, Filistin ordusunun kendisini ezmesinden korkar ve Samuel'in gelmemesi nedeniyle endişelenir. Kendi askerleri giderek azalmaktadır ve Saul, kaçmaya başlayan adamlarını durdurmaya çalışır. Ancak, Saul bu bekleyiş sırasında Tanrı'nın emrini yerine getirmeyi unutur ve kendi başına bir adak sunar. Bu hata, Saul'un Tanrı'nın emirlerine uymaması ve kendi kendine iyilik yapmaya çalışmasıdır.

Bir Mucizenin Yolunda Durmayın

Bir mucizenin yolunda durmak, kendi gücümüze, bilgimize veya kaynaklarımıza güvenmek anlamına gelir. Saul, Samuel'in gecikmesi ve askerlerinin kaçması nedeniyle paniğe kapılmış ve mucizeyi beklemek yerine kendi başına adak sunmayı seçmiştir. Bu, bize mucizenin gerçekleşme olasılığını azaltır ve Tanrı'nın müdahalesine engel olur. Tanrı'ya güvenmek ve O'na yalvarmak, kendi kendimize mucize yaratma çabalarımızı bırakmamızı gerektirir.

Tanrı'nın Korkusu ve Gerçek Bilgelik

Saul, Filistinlilerin ordusundan daha çok Tanrı'nın gücüne korkmuştur. Saul, kendisini Filistinlilere karşı savunmak için Tanrı'ya güvenmek yerine kendi başına adak sunmaya karar verir. Ancak gerçek bilgelik, Tanrı'nın korkusunda başlar. Özür dilerim, korku kelimesi burada yanlış kullanılmıştır. Gerçek bilgelik, Tanrı'ya saygı ve sevgiyle dolu bir şekilde O'na yaklaşmak demektir. Bizler, kendi gücümüze ve kaynaklarımıza değil, Tanrı'nın kutsal varlığına güvenmeliyiz.

Saul'un Tövbe Etmeyi Reddetmesi

Saul, hata yaptığını fark eder, ancak bu hatasını kabul etmek yerine bahaneler üretir. Saul, askerlerinin kaçtığını ve Samuel'in gelmediğini söyler ve kendini savunmaya çalışır. Saul, Tanrı'nın emirlerine uymak yerine başkalarını suçlar ve sorumluluk almaktan kaçınır. Bu, tövbe etmeyi reddetmek ve suçlamak yerine kendi doğruluğumuzu haklı çıkarmanın bir örneğidir. Saul'un bu tutumu, kendimize merhamet etmeyi reddettiğimizde ve Tanrı'nın hükümlerine boyun eğmediğimizde bizi günahın korkunç sonuçlarına sürükler.

Kalp Tanrı'nın Kalbinden Uzaksa

Saul, hata yapsa da Tanrı'nın kalbine sahip değildi çünkü kalbi kendine ve insanlara aitti. Tövbe etmeyi ve Tanrı'ya dönmeyi reddetti. Davut'a "Tanrı'nın istediği kalp" gibi ifadeler kullanılırken, aslında günahkar olan bir kişi olarak bile tanımlanmıştır. Saul'un kalbi Tanrı'nın kalbine sahip değildi çünkü kalbi kendine ve insanlara aitti. Saul'un kalbi Tanrı yerine kendine hizmet etmek isteyen yüzeysel bir kalpti. Öte yandan, Davut'un kalbi Tanrı'yı seviyordu ve günahının ilişkisine zarar vermemesi için Tanrı'ya olan sevgisini ve itaatini gösterdi.

a. Tövbe Etmeyi Reddeden Saul

Saul, hata yaptığını kabul etmek ve tövbe etmek yerine kendini savunmaya çalıştı. Bu, tövbenin gücünü ve Tanrı'nın merhametini inkar etmektir. Saul, doğru bir şekilde tövbe etmediği için krallığı sona erecektir. Bizim de Saul gibi olmamamız için, dürüst bir şekilde hatalarımızın farkında olmalı ve Tanrı'dan yardım istemeliyiz.

b. Tövbe Eden Davut

Davut, hatalarını kabul etti ve tövbe etti. Tanrı'ya kendisini temizlemesini, ona yeni bir kalp vermesini ve onu doğru bir şekilde yönlendirmesini istedi. Davut, tövbe etmek için derin bir içtenlik ve sadakatle dua etti. Biz de Davut gibi olmalı ve kalplerimizi Tanrı'ya açmalı ve tövbe etmek için O'na yalvarmalıyız.

Kendiliğinden Yetemezsin

Kendimizi Tanrı'nın yerine koymak, kendi gücümüze güvenmek anlamına gelir. Saul, Samuel'in gelmemesi ve askerlerinin kaçması nedeniyle panikledi ve kendisi mucize yapmayı denedi. Bu, Tanrı'nın müdahalesini engeller ve gerçek mucizeye yol açmaz. Kendiliğinden yetinemeyiz, Tanrı'ya güvenmek ve O'ndan yardım istemek zorundayız.

Kurtuluş İçin Tek Çare: İsa

Son olarak, kurtuluşumuzun tek çaresi İsa'dır. Saul ve Davut zamanlarında, kurbanlar yalnızca rahipler tarafından yapılabilirdi. Ancak İsa, kendi kendini kurban olarak sundu ve sonsuza dek için tek bir günah için kurban olarak yeterli oldu. İsa bizim tek kurtuluşumuzdur. Kendi çabalarımızla cennete ulaşamayız. Ancak İsa'nın kurbanı aracılığıyla kurtuluşa erişebiliriz. İsa'ya olan imanımız ve O'na olan bağlılığımızla kurtuluşa erişiriz.